Powered By Blogger

27 Ekim 2011 Perşembe

Kıymetsiz, Her sey Kıymetsiz...


Aslında şu sıralar geçmişi düşünüp bir şeyler yazmayı çok istemiyorum. Ama canım çok sıkkın ve bir şeyler yazacağım. 5 yıl önce, üniversiteyi ilk kazandığım yıl o kadar kötü bir durumdaydım ki. Etrafımdaki her şey ve her insan yeni. Akılsız beni perişan etmiş duygusal olarak çökmüşüm ve büyük sıkıntılarım var. Birine tutunmam gerekirken dersime giren genç bir hocama aptalca bir ilgi duymaya başladım. İnce uzun bir adam, gözleri çekik ve hafif kırlaşmış saçları var. Çılgınca bir ilgi ve bağlılık. Türk filmlerinde olur ya derste aptal aptal hayranlık duyarak bakar öğrenci hocasına. İşte aynen o durumdayım ve gerçekten aptal görünüyorum karşıdan. Şimdi anlıyorum ki o bunu fark etmişti.
Ama ilgi duymam dersinden çok iyi olayım diye çabalamamı gerektirmiyordu benim için. Hiç yeltenmedim böyle bir şeye. Zaten sonradan fark ettim ki okuduğum yerde notlar sınav kağıdına verilmiyor sana veriliyordu. Senin nasıl göründüğüne. Eh aptal göründüğümü söylediğime göre, notlarımı tahmin etmek zor değildir. Benim bu hayranlığım devam ederken bu hocam sınıfımdan bir başka arkadaşımla birlikte olmaya başladı. Ama hatun hakkaden çok güzel ve kaşar. Bölümde dedikodular aldı başını gitti. Bende o zaman yine anladım ki, ahhh dedim kendi kendime, kızım sen hocana aşık olurken bile gidip en katıksız şerefsiz olanını seçiyorsun da bu hayattan ne bekliyorsun?
Kızın adı tuğçe. Öyle bir havalara girdi ki bu hocayla çıkarken. Ben de acı çekiyordum bu arada, bu adam bir öğrenciyle çıkabiliyormuş meğersem, bu bende olabilirdim ama olmadım. Oooff neden ben değilim çünkü şişmanım, hiç güzel değilim ve tam bir aptala benziyorum. Evet hakikaten bir aptala benzediğim şu anda bile su götürmez bir gerçek. Birinci sınıftayken henüz, sınıfta kalıp yıl uzatmak üzereydim. Bu hocamın dersi yüksek kredili bir ders ve derste gerçekten yetenekliyim, final sınavımda çok iyi geçti. Hayat bu ya.. geçip kalmam bu hocamın dersinden alacağım nota kaldı. Muhteşem arkadaşlarımın önerisine uyarak gidip onunla konuşmam gerektiğine karar verildi ve bende gidip konuştum. Sınavımın iyi geçtiğini söyledim ve yardımcı olmasını. İnanırmısınız bu adam, 90 lık bir kağıda hesap yaparak 40 verdi ve beni zar zor o dersten geçirdi. Ama dersten geçmem değil çok iyi bir notla geçmem gerekiyordu. Geçebiliyorken geçemedim ve 1.98 ile okulumu bir yıl uzattım.
Bu olayın üzerinden 1 yıl geçti, hocam ve tuğçe arasında işler iyi gitmedi. Ben artık ona aşık olamama rağmen hatayı kendimde aradım ve dedim ki demek ki sınavın o kadar iyi geçmemişti ve o sana hak ettiğin notu verdi. Taa ki bir yıl sonraki başka bir dersinde bana “ sana geçe yıl vermediğim notu vereceğim, derste çok iyisin” diyene kadar.
Bunu duyduğumda sadece gülümsedim. 3 yıl boyunca o adamı her gördüğümde yüzümü çevirdim, selam bile vermedim. İşte ben o zaman anladım ki erkek ırkına gerçekten köpek gibi davranacaksın. Çünkü 3 yıl boyunca ondan aldığım her dersim AA geldi. Mucizevi bir şekilde. Ya da insanoğlu buna vicdanın yükü de diyebilir. Ben öyle diyorum.
Bu olayı yaşamama rağmen bile hala erkekleri peşimden koşturabilen bir insan olamadım, beni görmeyenleri bile. Sanırım içimde hala bazılarının gerçekten insan olabileceğine dair ufakta olsa bir inanç var. Bu adam okulumun 1 yıl uzamasına neden oldu, beni maddi ve manevi o kadar büyük zorluklar içerisinde bıraktı ki… Bunlar ayrı birer konu başlığı olur.
Bir kadının hayatında erkek olması gerekmesi bazen bana kötü bir fikirmiş gibi geliyor. Çünkü onları ve bu pervasızlıklarını hiç anlamıyorum.
Ben bir yandan bu aptal duygularla uğraşırken, evimden, uzaklardan, kardeşimden bir telefon geldi.
“Abla, babam annemi aldatıyormuş, bilgisayardaki fotoğrafları ben buldum, annemde gördü. Burada çok kötü şeyler oldu. Ne zaman geleceksin?”
…………………………………

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder